MUSTAFA Kamalak, AKP'nin somutlaştırmak üzere olduğu Anayasa değişikliği taslağındaki başörtüsü ve kılık kıyafetle ilgili iki alternatifli düzenlemesinin yeni bir yasak anlayışının ortaya çıkmasına neden olabileceği uyarısında bulundu.
Ebubekir Gülüm
Anayasa Profesörü Mustafa Kamalak, AKP'nin somutlaştırmak üzere olduğu Anayasa değişikliği taslağındaki başörtüsü ve kılık kıyafetle ilgili iki alternatifli düzenlemesinin yeni bir yasak anlayışının ortaya çıkmasına neden olabileceği uyarısında bulundu. Bu iki alternatifin de 'yükseköğretim dışında başörtüsü örtmeyi yasak haline getireceğini' kaydeden Kamalak, bunun için yeni bir öneride bulundu. Kamalak, kılık kıyafetle ilgili serbestlik için Anayasa'nın 24. maddesine 'Kimse dini inancından veya inancına uygun kılık kıyafetinden dolayı hiçbir sebeple ve amaçla Anayasa'nın teminatı altında bulunan bir haktan mahrum edilemez' cümlesinin eklenmesini teklif etti.
Anayasa Profesörü ve eski milletvekili Mustafa Kamalak, ESAM'ın düzenlediği Çarşamba sohbetlerinde, Anayasa değişikliği süreci ve yeni Anayasa değişiklik taslağı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Bugüne kadar Anayasa'nın 80 civarında maddesinin değiştiğini hatırlatan Kamalak, sisteminin bozulduğunu, maddeler arasındaki tutarlılığının kaybolduğunu vurguladı. Fakat Anayasa'nın baskıcı, vesayetçi ve dayatmacı ruhunun devam ettiğini kaydeden Kamalak, bu nedenle Anayasa'nın bugün değişmesi için tam bir mutabakat bulunduğunu kaydetti. 'Yeni Anayasa nasıl olmalı ?' sorusuna da cevap veren Kamalak, Anayasa değişikliğinde iki hususun dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Bunları ise kısa ve uzun vadede yapılması gereken değişiklikler olarak adlandıran Kamalak, "Kısa sürede yapılması gereken değişiklikler, insan hakları ile ilgili olan ve beklemeye tahammülü olmayan değişikliklerdir. İnsan haklarını kısıtlayan ve engelleyen değişiklikler kısa vadeli olanlarıdır" dedi.
Kılık kıyafet yasağına ilişkin getirilen alternatifleri de değerlendiren Kamalak, "Bu düzenleme, şu ankinden çok daha büyük yasaklar da getirebilir. Anayasa yükseköğretimde serbest dediğine göre, dayatmacı zihniyet diğer yerlerde yasak diyebilir" dedi. Taslaktaki iki alternatife de karşı çıkan Kamalak, çözüm için yeni bir teklifte bulundu. Kamalak, Anayasa'nın 'Din ve Vicdan Hürriyeti' başlıklı 24. maddesine yeniden düzenlenerek '(Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir). Bu Anayasanın teminatı altında. Devamına ise, (Kimse dini inancından veya inancına uygun kılık kıyafetinden dolayı hiçbir sebeple ve amaçla Anayasa'nın teminatı altında bulunan bir haktan mahrum edilemez). Bunu ekleyelim diyoruz" dedi. Kamalak, bir taraftan çalışma ve öğrenme temel hak kabul edilirken diğer yandan başörtüsünün yasaklanmasının kabul edilemez bir durum olduğunu kaydetti.
Kısa ve uzun vadeli değişiklikler
KAMALAK, "Bir hukuk devletini düşünün ki, kendi çıkardığı kanunlara göre, kendi kurduğu mahkemelerde, kendi yetiştirdiği hâkimler huzurunda, kendisinin tesis ettiği işlemlerine karşı kendi vatandaşlarının hak aramasını yasaklıyor. Bu devlete hukuk devleti demek mümkün mü? Hayır. Hukuk devleti vatandaşlarının hakkını gaspetmez" diye konuştu. Ayrıca devletin yapısını düzenleyecek kurumsal düzenlemelerin ise uzun vadede yapılabileceğini kaydeden Kamalak, Anayasa Mahkemesi, HSYK, YÖK'ün yapısındaki değişikliklerin 1-2 yıllık sürede yapılabileceğini vurguladı. Yeni Anayasa'nın tüm toplum kesimlerinin katılımı ile gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Kamalak, "İsmi de, Anayasa Hazırlık Şurası olabilir. Buna tabi ki Meclis karar verecektir. Yeni Anayasanın kalıcı olması lazım. Benimsenip kabul görmesi için, toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği bir uzman heyet tarafından yapılmalıdır. Bu şekilde, Meclis'in önüne daha mükemmel bir metin gelir. Elbette son sözü TBMM söyleyecektir" dedi. Uzun vadeli değişiklikler yapılırken hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Mustafa Kamalak, dayatmacı hükümlerden kaçınılmasını ve 'Değiştirilemez veya değiştirilmesi teklif dahi edilemez' şeklinde hükümlerin konulmamasını önerdi. Hukuk kurallarının durağan ve statik ancak ihtiyaçların hareketli olduğunu kaydeden Kamalak, "Bugünkü nesillerin gelecek nesilleri ipotek altına alması, onları değiştirilemez hükümlerle sınırlandırması hakkaniyete uymaz" dedi.
Laiklik toplumu olumsuz etkiledi
YENİ Anayasa'da belirsiz, tanımsız ve çeşitli manalara gelebilecek kavramlara yer verilmemesi gerektiğini de söyleyen Kamalak, buna laikliği örnek gösterdi. Bu kavramın Türk toplumuna olumsuz etki yaptığının altını çizen Kamalak, "Birleştirici bir kavram gibi sunulmuştur. Maalesef bölünmelere, devlet ile vatandaşın arasının açılmasına bu belirsiz kavramının etkisi olmuştur. Güneydoğu olaylarında olumsuz etkisi olduğunu düşünüyorum" dedi. Kamalak, bu kavramın 1940'lardaki tek parti zihniyetinin felsefesini yansıttığını savundu.
--
HAK GELDİ BATIL ZAİL OLDU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder